İlgili Sonuçlar

• sakin (n.)
  سكون
  daha fazlası ...
• hareketsizlik (n.)
  سكون
  daha fazlası ...
• durgunluk
  سُكُون
  daha fazlası ...
• istirahat (n.)
  سكون
  daha fazlası ...
• dinlenme (n.)
  سكون
  daha fazlası ...
• sessizlik (n.)
  سكون
  daha fazlası ...
• sakinlik (n.)
  سكون
  daha fazlası ...
• asayiş
  سُكُون
  daha fazlası ...
• dinmek
  سُكُون
  daha fazlası ...
• durgunlaşmak
  سُكُون
  daha fazlası ...
• sükun
  سُكُونٌ
  daha fazlası ...
• yakıştırmak
  وَضَعَ {[َ وَضْعًا]}
  daha fazlası ...
• pozisyon (n.)
  وضع
  daha fazlası ...
• poz
  وَضْع {ج أوضاع}
  daha fazlası ...
• hal
  وَضْع
  daha fazlası ...
• bestelemek (v.)
  وضع
  daha fazlası ...
• duruş (n.)
  وضع
  daha fazlası ...
• konum
  وَضْع
  daha fazlası ...
• atmak {koymak}
  وَضْعَ
  daha fazlası ...
• dünyaya gelmek
  وَضْع
  daha fazlası ...
• çare bulmak
  وَضَعَ الْحَلّ
  daha fazlası ...
• işgal (n.)
  وضع اليد
  daha fazlası ...
• emlak (n.)
  وضع
  daha fazlası ...
• koymak (v.)
  وضع
  daha fazlası ...
• konjonktür (n.)
  وضع
  daha fazlası ...
• vaziyet (n.)
  وضع {ج أوضاء}
  daha fazlası ...
• statü (n.)
  وضع {ج أوضاع}
  daha fazlası ...
• vaka (n.)
  وضع
  daha fazlası ...
• oluşturmak (v.)
  وضع
  daha fazlası ...
• süredurum
  اَلْوَضْعُ الحالي
  daha fazlası ...

örneklerde

• Boğazına bıçak saplamıştım.
  وضع السكين على الحلق.
• Bıçağı ağzıma soktu.
  ووضع السكين في فمي
• Bicagi agzima soktu.
  ووضع السكين في فمي
• Boynuna bıçak dayamıştı, hatırlıyor musun?
  أتتذكرين؟ وضع السكين على رقبتك
• Arkadaşın boynuma bıçak dayadı.
  صديقك وضع سكين على حنجرتي
• Arkadaşın boynuma bıçak dayadı.
  .صديقكِ وضع سكين على حلقي
• Kafatasının arkasına bıçak saplamış.
  .وضع سكين في مؤخرة رأسه
• Eggs beni dinleyip bıçağı yere atsaydı...
  (لو أنصت (إيغس ،ووضع السكين أرضاً
• El arabasından uzak dur. Bıçağı yere bırak.
  أبتعد عن العربة وضع السكين أرضاً
• İndir o bıçağı, buraya kavga etmeye gelmedim.
  ،يمكنكِ وضع السكين جانباً .لستُ هنا للقتال